Şu imkansızlığı düşünmeden edemiyorum asla,
Soğuk sabahların kucaklarına uyanıyorum
Gün açmadan beni karşılıyor olmadığın her şey
Her yeni günle artıyor acı düşünleri
Yoksunluğun avurduna biriktiriyorum ben de
benimkileri
Başlıyorum anlam tanzimine ayıldığım zaman
-senin ayık olmadığını bilerek-
Maddenden sıcağı kendime alıyorum
Uzun süredir nesneler dünyasında takılmışım
Sen bir imge kurtarışıyla geliyorsun bana
Kollarıma,, ve boynunu akıtıyorsun kucağıma
Bu dil konuşuyor onların arasında anlamıyorum
Kelimeler düzüyorum satırlarda onlar anlamıyorlar
Oysa dövdüğün değirmende iş böyle değil;
Orada herkes güzel, orada her şey duru
Herkesin elleri kendinden vermeye hazır bekliyor
Orada öğütümsüz yaşanıyor, ağzımı yaşatıyorum.
Ama düşünmeden edemiyorum şu imkansızlığı asla,
Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğim hani
Beyaz odalarda dikilmiş türkü söylüyorum
Önce susarak dinleyip sıram gelince söylüyorum
Çobanıyım dünyanın, bilgisiziyim geçmişin
Bugünün seyircisiyim
İzliyorum penceremden oyunlarını ve seni
Kağıtların, bardakların, grilerin izin verdiği kadar
Yine de görebildiğim çok şey var.